Avrupa Birliği’nde geçen yıl doğumların tüm vakitlerin en düşük düzeyine inmesi “nüfus azlığı” endişelerini arttırdı.
Bloktaki 27 ülkede, 2023 yılında yalnızca 3,67 milyon bebek dünyaya geldi.
Bu sayı, 2022 yılına kıyasla yüzde 5,5’lik bir düşüşü gösterirken, kayıtların tutulmaya başlandığı 1961 yılından bu yana en büyük düşüşe işaret ediyor.
En makus etkilenen ülkelerde yüzde olarak çift haneli düşüşler kaydedilirken, Romanya’da yüzde 13,9’luk bir düşüş yaşandı.
“GÖÇ GEREKLİ OLACAK”
Daily Mail’de yer alan habere nazaran özgür düşen doğum oranları, uzmanların batı ekonomilerini felce uğratacağına inandıkları yaklaşan “nüfus çöküşü” hakkında “kıyamet günü” ikazlarını tetikledi.
Konuyu araştıran demografi uzmanları, İngiltere ve ABD’deki yıkıcı sonuçlardan kaçınmak için göçün gerekli olacağı ihtarında bulundu.
Aksi takdirde, daima azalan doğum oranı, güçlü ekonomileri çalışacak, vergi ödeyecek ve yaşlılara bakacak çok az sayıda genç beşerle baş başa bırakabilir.
BEŞ ÜLKEDE ARTIŞ KAYDEDİLDİ
Romanya’nın akabinde Polonya (yüzde 10,7), Çekya (yüzde 10), Letonya (yüzde 9,2) ve Slovakya (yüzde 7,7) doğumlarda bir evvelki yıla nazaran en büyük düşüşü yaşayan ülkeler oldu.
Fransa ve Almanya üzere güçlü AB ülkelerinde de değerli düşüşler yaşandı.
Sadece beş ülkede toplam doğumlarda artış görüldü: Malta (yüzde 3,6), Portekiz (yüzde 2,4), Bulgaristan (yüzde 1,1), Kıbrıs (yüzde 1) ve İrlanda (yüzde 0,5).
BAZI ÜLKELERİN NÜFUSU YARIYA DÜŞTÜ
Nüfus azlığı ihtimali, Elon Musk’ın en sevdiği bahislerden biri.
Tesla milyarderi, 2017’de Dünya’daki insan sayısının “çöküşe hakikat hızlandığını lakin çok az kişinin bunu fark ettiğini ya da umursadığını” söyledi.
Musk, 2021’de, insanların daha fazla çocuk sahibi olmaması halinde medeniyetin çökeceğini öne sürdü.
Bazı ülkelerin nüfusu yarı yarıya azalırken, bilhassa Afrika’da olmak üzere başkalarının 22’inci yüzyıla kadar 8 kat artacağı iddia ediliyor.
Her bir AB ülkesinin doğurganlık oranı, nüfusun sabit kalması için gereken sayı olan 2,1’in çok altında.
KADINLAR EĞİTİME ODAKLANIYOR
Ulusal İstatistik Ofisi’nin son raporuna nazaran, 2023 yılında İngiltere ve Galler’deki doğurganlık oranı yalnızca 1,44 ile kayıtlardaki en düşük düzeyde.
İngiltere’de 70’li yılların başından bu yana ortalama doğurganlık oranı 2,1’in üzerine çıkmadı. Hiçbir otoritenin doğurganlık oranı “ikame” seviyesinin üzerinde değil.
Uzmanlar bu eğilimin kısmen bayanların eğitim ve mesleklerine odaklanmalarından ve çiftlerin çocuk sahibi olmak için daha geç yaşlara kadar beklemelerinden kaynaklandığına inanıyor.
Bazılarına nazaran İngiltere’nin kırılgan iktisadı ve hayat pahalılığı krizi de insanları çocuk sahibi olmaktan alıkoyuyor.
Diğerleri ise, çocuk sahibi olarak karbon ayak izlerini daha da kötüleştireceklerinden yahut çocuklarının iklim değişikliği nedeniyle kasvetli bir geleceğe sahip olacağından korkan beşerlerle birlikte etrafa atıfta bulunuyor.
30’LARIN ORTALARINA KADAR BEKLİYORLAR
Oxford Üniversitesi’nde demografi uzmanı olan Profesör Melinda Mills, Telegraph’a yaptığı açıklamada, daha eğitimli bayanların mesleklerine odaklanmasıyla birlikte çocuk bakımı bulmakta zorlandıklarını söyledi.
Ayrıca pek çok kişinin 30’lu yaşlarının ortalarına kadar beklediğini, bunun da biyolojik faktörler nedeniyle daha az kişinin çocuk sahibi olmasında başarılı olmasına yol açabileceğini belirtti.
Mills, Telegraph’a verdiği demeçte, şunları söyledi:
Biyolojik olarak çocuk sahibi olmaya daha az elverişli olduğunuzda çocuk sahibi olmaya başlıyorsunuz. Bir çocuk sahibi olabilirsiniz lakin biyolojik olarak çok geç başladığınız için daha fazla çocuk sahibi olmak sahiden sıkıntı. Beşerler, vakitlerinin tükenmekte olduğu bir noktada yakalanıyorlar.
BAZI ÜLKELER PARA ÖDEMEYE BAŞLADI
Azalan doğum oranları, nüfus yaşlandıkça dünyanın en büyük ekonomilerinin göçe daha fazla bağımlı hale geleceği manasına geliyor.
Birçok bilim insanı çok nüfus artışının etraf, besin ve barınma kaynakları üzerindeki tehdidi konusunda ikazda bulunmuş olsa da, az nüfus da bir sorun teşkil ediyor.
Doğum oranlarındaki rastgele bir düşüş, nüfusun demografik yapısında gençlere oranla daha fazla sayıda yaşlı beşerle birlikte önemli bir değişim görülecek.
Uzmanlar bu durumun kamu hizmetlerini finanse edecek çok az sayıda vergi mükellefi, sıhhat ve toplumsal bakım hizmetlerinde kilit rolleri dolduracak çok az sayıda çalışan ve konut ve otomobil satın alacak çok az sayıda insan bırakarak global ekonomiyi alt üst edeceğinden tasa ediyor.
Hatta kimi ülkeler doğum oranını arttırmak gayesiyle yeni ebeveynlere çocuk sahibi olmaları için para ödemeye başladı.
İSTİHDAM ARTIŞI 50 YAŞ ÜZERİNDEN GELİYOR
Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Dr. Natalia Bhattacharjee, bu eğilimlerin global ekonomiyi ve memleketler arası güç istikrarını büsbütün yine yapılandıracağını söyledi.
Yetersiz nüfus tehdidiyle ilgili olarak geçen yıl yayınlanan bir makalesinde şunları söyledi:
Ekonomik büyümeyi sürdürmek için göçmenler ortasında kıyasıya bir rekabet yaşanırken ve Sahra altı Afrika’daki bebek patlaması devam ederken, göç ve global yardım ağlarıyla ilgili zorlukların global olarak tanınması daha da kritik hale gelecektir.
Ekonomist Profesör Andrew J. Scott da Telegraph’a verdiği demeçte, düşük doğum oranlarının AB’de şimdiden bir “ısırma noktası” haline geldiğini, son on yıldaki istihdam artışının birçoklarının 50 yaş üstü şahıslardan geldiğini söyledi.
KÜRESEL NÜFUS AZALACAK
Küresel nüfusun yakın vakitte azalması beklenmiyor.
Şu anda dünya genelinde yaklaşık 8 milyar insan yaşıyor ve bu sayının 2100 yılına yakın bir tarihte doruğa ulaşması bekleniyor.
Bununla birlikte, muteber çalışmalar dünya çapındaki insan sayısının 2070 yılı üzere erken bir tarihte azalmaya başlayabileceğini öne sürüyor.
