Türkiye, yaz ve kumsal turizmini çeşitlendirerek dönemi 4 mevsime yaymak için kesimde büyük bir efor harcıyor.
Bu kapsamda tabiat turizmi de değerli bir yer tutuyor.
Doğa turizmi denilince ise akıllara yeşil ve mavinin eşsiz hoşluklarını sunan cennet köşesi Doğu Karadeniz geliyor.
DOĞU KARADENİZ’DE KAÇAK BUNGALOV SORUNU
Doğası ve doğal hayatı ile dikkat çeken bu eşsiz bölgede ise kaçak yapı sorunu hem çevreyi hem de heyelan bölgesi olması sebebiyle hayatı tehdit ediyor.
Özellikle toplumsal medyanın da tesiriyle bölgede bir kaçak bungalov furyası baş gösterdi.
Mantar üzere türeyen bu kaçak yapılara ait Rize Valiliği bir çalışma başattı.
RİZE VALİLİĞİ ÇALIŞMA BAŞLATTI: 4 ANA EKSENLİ ÇÖZÜM
Ensonhaber Genel Yayın Yönetmeni İlyas Efe Ünal ile bir ortaya gelen Rize Valisi İhsan Selim Baydaş, hususa ait açıklamalarda bulundu.
Baydaş şöyle onuştu:
“Biz bunlarla ilgili, bu yapıları yapan ve buralarda turizm faaliyeti yapan vatandaşımıza diyoruz ki; gelin biz bu alanları 4 ana eksene oturtalım.
1- Kültür Turizm Bakanlığı’ndan turizm ruhsatlı yapılar haline getirelim,
2- Vergilendirelim. Yani bunlar devletin mali sistemi açısından da görülen yapılar haline gelsin,
3- Bildirim kanununa, yani kimin kimlerin kaldığına, olağan bir turizm işletmesinde var olan bildirim kanununa riayet edelim,
4- Burası için en kıymetli olan şey bu. Bu yerlerin etrafa olan tesirlerini gözden geçirelim.
“1000 BUNGALOV TÜM RİZE’NİN KULLANDIĞINA DENK SU HARCIYOR”
Şöyle örnek vereyim. Bu şekil yapılaşmalarda biraz da toplumsal medyanın tesiriyle bungalovlarda jakuziler ve küvetler biraz daha ön plana çıkıyor. Toplumsal medya paylaşımları bungalovları bu taraflarıyla daha cazip hale getiriyor.
Ben örnek olarak şunu söylüyorum;
Yaklaşık bin tane bungalov olduğunu farz edelim o vadi üzerinde. Bu bin bungalovda da 100 tane küvet ve jakuzi olduğunu düşünelim. Bunların ortalama 250-300 litre su aldığını düşünelim.
Bunları işletmeci arkadaşlarla da konuşuyoruz sayıları oradan biliyorum. Ve günde 1 defa bunun kullanıldığını düşünelim. 300 bin litre su demektir bu.
“BU DOĞAYI BU KADAR HOYRATÇA KULLANMAYA HAKKIMIZ YOK”
Bu, bu kentin toplam ferdî su kullanımı demek. Ve bu pak su kaynaklarından alınıyor, kirleniyor ve rastgele bir arıtmadan geçmeden yine o pak su kaynaklarına geri veriliyor.
Bizim bu hoşluğu, bu doğayı bu kadar hoyratça kullanmaya hakkımız yok. Bunu şayet gelecek gelecek jenerasyonlara bırakacaksak, buna önlem almamız lazım.
Bununla ilgili bir çalışma yapıyoruz. Bungalov işleten arkadaşlarımız bir dernek kurdular. Onlara da dedik ki gelin siz de bu çalışmanın içinde olun, birlikte yürütelim.
KURALLARA UYAN İŞLETMELERE HİBE TAKVİYESİ, UYMAYANA YIKIM
Niyetimiz şu;
Bu saydığım 4 hususu denetim altına aldığımız tesisleri daima bir arada teşvik edelim hatta Ziraî Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) üzerinden buralara hibeler verelim arttıralım. Lakin bu konuları sağlamayan yerleri de bu işten men edelim.
“200’E YAKIN YAPI OLMAMASI GEREKEN YERDE”
Bunun için de 2 yerden başladık. Birincisi Fırtına Vadisi’nde şu anda Ardeşen, Çamlıhemşin, Ayder bağlatı yolu yapılıyor. Bu yol oturduğunda, aslında bu yapıların bir kısmı yol platformuna denk geldiği için kaldıracağız.
İkinci konu da Fırtına Vadimizin dere sınırını oluşturacağız. O dere sınırından da bir kısmını kaldırmış olacağız. Şu an halihazırda 200’e yakın 174 bu hal yer dere sınırının içerisinde, taşkın alanında, heyelan riski olan yerde… Yani fiziken de olmaması gereken yerde.
“BU TABİAT MÜKEMMELİNİN GELECEK JENERASYONLARA KALMASI İÇİN ÖNLEM ALMALIYIZ”
Bunlarla ilgili gerekli bildirileri yaptık. Bu problem hem kamu sıhhati hem halk sıhhati hem de ülkemizin ve kentimizin turizminin sürdürülebilirliği açısından değerlidir. Bu alanda işletmecilik yapan vatandaşlarımızla da birlikte yürütüyoruz bunu.
En kıymetlisi tabiat olağanüstüsü, ülkemizin cennet köşelerinden biri olan Rizemizin tamamı için söylüyorum ama Fırtına Vadisi özelinde de söylüyorum… Fırtına’nın gelecek jenerasyonlara kalması için bu önlemleri almamız lazım. Buna kararlılıkla devam edeceğiz. Vatandaşımızın da burada işletmecilik yapacaklarsa bu kurallar çerçevesinde işletmecilik yapmasını istiyoruz.”
